Saturday, February 03, 2007

Kadın Bacakları

Olacağı buydu! Bir kitabı daha yarıda bırakıp yeni bir kitaba başladım. Kasım'da yazdığım Kitaplarım başlıklı yazıyı okuyanlarınız varsa durumu daha iyi anlacayaklar. Birkaç hafta önce Yapı Kredi yayınlarının Galatasaray'daki dükkanına gitmiştik. Kitaplara bakınırken Mina Urgan'ın Bir Dinozorun Anıları isimli kitabı gözüme ilişti. Bu kitap ilk çıktığında Çok Satanlar listesinde idi. Çok Satan kitaplara uzak durduğum için bu kitapla o sıralarda fazla ilgilenmemiştim fakat içten içe de merak ediyordum. İşte o haftasonu hem bu kitabı hem de Bir Dinozorun Anıları'nı aldım. Sonraki haftasonu Savaş ve Barış'ın ikinci cildine devam etmekteydim ki Prens Andrey, Nataşa ve Rostov'un maceralarına biraz ara vereyim dedim. Evet yine yaptım yapacağımı, okuduğum kitabı bırakıp başka bir kitaba geçtim. Ama Savaş ve Barış'a döneceğim söz. Ve Yüzüklerin Efendisi'ne, ve Cevdet Bey ve Oğulları'na, ve Vertigo'ya....
Her neyse Bir Dinozor'un Anıları'nda çok komik bulduğum bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Mina Hanım televizyon kanallarının ne kadar bayağılaştığını anlattığı bir bölümde izlediği komik bir programı okuyucularıyla paylaşıyor:
"Gelgelelim, TV'lerde, ara sıra çok eğlendirici durumlarla karşılaştığımız da oluyor: Bir gece, ilginç birşey var mı diye "zapping" yaparken, bir de ne göreyim? Dinci kanalların birinde, bizim, daha doğrusu "eskiden bizden olan" Çetin Altan. Karşısında da saçları ortadan ayrılmış, sakalsız, ama şeriata uygun bıyığı olan dinci bir genç. Çetin Altan'ın ağzından sözcükler sel suları gibi durmaksızın aktığından, dinci genç bir şey sormak fırsatını pek bulamıyor. "Eskiden bizden olanın" şimdi yazılarını yayınladığı gazeteyi pek okumadığım için, "bakalım, neler söylüyor bu" dedim kendi kendime. Ve üyesi olduğum Türkiye İşçi Partisi'nin eski şanlı günleri aklıma geldi: "Çetin Altan acaba bugün ne dedi?" merakı içinde olduğum için gazeteyi elime alınca, manşetlere göz atmadan önce onun yazdığını okurdum. Makaleleri yalnız biz solcuları değil, herkesi etkilerdi. Örneğin, Genco Erkal emekli Bahriye Subayı babasının artık solcu olduğunu bana bildirmişti. "ne solcusu?" diye sorduğumda " Çetin Altan solcusu" diye yanıt vermişti. Çetin altan söz alınca, toplantı yaptığımız alanlar, gol atıldıkça seyircilerin coştukları futbol sahalarına dönerdi. Milletvekiliyken TBMM'inde linç edilmesine ramak kalmıştı. Bütün bunları ve bir yığın başka şeyi anımsadım.

Gelgelelim, bu anılara dalmaya pek vakit bulamadım, çünkü "eskiden bizim" olan şaşırtıcı laflar ediyordu. "Dinci olmadan önce, Necip Fazıl Kısakürek'in çok iyi bir şair olduğunu söylüyordu. Onun eki şiirlerinden "kadın Bacakları"nı ayrıca sevdiğini anlatıyor ve tam anlamıyla erotik olan bu şiiri, dinci bir kanalda ezbere söylemeye başlıyordu.

Karşısındaki şeriatçı genç, alı al moru mordu. Çetin'i susturmanın yolu yoktu. Dudakları titreyen delikanlı neredeyse fenalık geçiriyordu. Derken, TV'de bugüne değin görülmedik bir olayla karşılaştım: Durup dururken klasik Batı müziği çalmaya başladı. amaç, süper-mürşit'in erotik şiirini duyulmaz hale getirmekti. Ama hiç mi hiç mümkün değildi bu. Çünkü orkestranın müziği yükseldikçe, "eskiden bizim olanın" sesi de yükseliyordu. Gene duyuluyor, gene duyuluyordu. Necip Fazıl'ın erotik şiirinin on altı dizesini, bangır bangır bağırarak sonuna kadar okudu.

KADIN BACAKLARI
Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın.
Bir lisandır onların, duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.

İnce sütünlardaki ilahi güzelliğe
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.

Ömrümüzün geçtiği yolda, bana sorsalar
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Boynuma doladığım güzel putu görseler.
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler
İsa'nın eli diye bir kadın bacağını.

Ben de, keyifli kahkahalar atarak onu dinlerken, "eskiden bizim olanın" hala birazcık bizden olduğunu anladım."
Bir Dinozorun Anıları, Yapı Kredi Yayınları

No comments: